Türkiye'deki internet kısıtlamaları en temel hakları ihlal ediyor!

Alternatif Bilişim Derneği olarak 8 Şubat'ta çeşitli sosyal medya platformlarına uygulanan bant daraltma uygulamasına ilişkin BTK ve AYM'ye başvurularda bulunduk. Buna ilişkin basın açıklamamıza Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak ulaşabilirsiniz.

Türkiye'deki internet kısıtlamaları en temel hakları ihlal ediyor!

Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan 10 ili ve yaklaşık 15 milyon nüfusu kapsayan büyük depremin ardından 8 Şubat tarihinde saat 16.00 sonrasında Twitter ve Tiktok gibi sosyal medya platformlarına yönelik bant daraltma uygulanmaya başlandı.

Söz konusu bant daraltma uygulaması alınan duyum ve bilgilere göre 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 60'ıncı maddesinin onuncu fıkrasına göre Cumhurbaşkanı’nın talebi üzerine BTK tarafından alınan karar üzerine uygulanmıştır.

Türkiye’de daha önce birçok kez bant daraltma uygulamaları yapıldı. Soma Maden Katliamı’nda, Çorlu Tren Katliamı’nda uygulandı. Nerede mevcut iktidar eleştirilse, görevini yapmadığı belirtilse orada kullanıldı. Bant daraltma, erişim engeli, içerik çıkarma kararları gibi uygulamalar çoğunlukla kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar gibi şiddet mağduru dezavantajlı gruplara ve muhalefete karşı kullanılmaya çalışan bir yönteme dönüştürülüyor.

Daha önce de Taksim patlamasında yine aynı yasa maddesine dayanarak aynı yöntem ile alınan karar ile bant daraltması uygulandı. Büyük Depremin ardından sosyal medya platformlarına özellikle de Twitter’a yönelik bu uygulama hiçbir fayda sağlamamakta, tam aksine enkaz altında bulunanlar, ölen ve yaralananların başta aileleri olmak üzere yakınlarının, tanıdıklarının olay yerinden yardım koordinasyon amaçlı enformasyon edinmesini ve bizatihi yardımın gerçekleştirilmesini engellemektedir. Bu erişim engeli depremzedelerin orada bulunan veya bulunmayan yakınlarının daha fazla kaygıya ve umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır.

Bunun dışında Twitter ve diğer sosyal medya platformlarından yazılan yardım ve destek çağrıları, gönüllü yazılımcılar ve programcılar tarafından göçük altındakilerin bulunması, yardım ve destek çağrılarının doğru yönlendirilmesi için haritalama ve derleme çalışmalarında kullanılmakta olup, bant daraltma uygulaması verilerin anlık ve doğru olarak elde edilmesini, yardımların doğru yere ulaşmasını engellemektedir.

Sosyal medya platformlarının sahiplik ve sermaye yapısını bir kenara koyarsak, bu platformlar Türkiye gibi otokratik ve anaakım medyanın baskılandığı ülkelerde kamuoyuna enformasyon ulaştırmanın en önemli aracı haline gelmişlerdir. Bu yüzden de sosyal medyada bant daraltma uygulaması yalnızca haberleşme özgürlüğünü değil aynı zamanda ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü de kısıtlamaktadır. Bu uygulama ile yurttaşların haber alma ve basının haber verme hakkı ihlal edilmektedir.

Elektronik Haberleşme Kanununa 2016 yılında 671 sayılı OHAL KHK’sı ile eklenen bir metne dayanarak bant daraltma kararlarının alınması, gerek uluslararası mevzuata, gerek Anayasaya, gerekse emsal Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu gibi ülke demokrasisine darbe vurmaktadır.

Bu yüzden de kurulduğumuz günden bu yana söylediğimiz gibi “Bilgiye erişim özgürlüktür.” #internetimedokunma #internetyaşamdır. Afet zamanlarında doğru ve nitelikli enformasyona erişim yurttaşın asli hakkıdır ve hayatidir. Dezenformasyonla mücadele için siyasi erkin önce şeffaf bir şekilde enformasyon akışı ve yurttaşın enformasyon gereksinimi için altyapılara erişimi temin etmesi gerekir.

8 Şubat 2023

Internet Restrictions in Turkey Violate Fundamental Rights!


After the major earthquake that took place in Turkey on February 6, covering 10 provinces and a population of approximately 15 million, bandwidth throttling (narrowing / restriction) for social media platforms such as Twitter and Tiktok was implemented beginning 16:00 on February 8 and lasting 10 hours.

The bandwidth throttling was in place upon the decision taken by BTK (Information and Communications Technology Authority)with the request of the President in accordance with the 10th paragraph of Article 60 of the Electronic Communications Law No. 5809, according to the announcement of the related authorities.

Net throttling has been implemented many times before in Turkey, including two other major disasters in the Soma Mining District and the Çorlu Train Incident. Whenever the current government was criticized for not meeting its obligations, throttling was used as an option to filter and prevent the flow of information. Acts such as band throttling, access blocking, and content removal are mostly turned into a method used against victims of violence, vulnerable groups such as women, children, the disabled, the elderly, as well as the opposition.

The recent throttling act has taken place based on the same legal provisions applied in the explosion taking place in Taksim square late 2022. During a major earthquake, such an act covering social media platforms, including a platform as expansive as Twitter, prevents the families of the deceased and injured, especially their relatives and acquaintances, from obtaining vital information. Accurate flow of information serves the purpose of emergency coordination, rescue operations, area plotting as well as provision of durable necessities in disaster areas. Moreover, this barrier to information access causes more anxiety and despair on the side of the relatives of the earthquake victims, whether they are supporting in the spot or from afar.

On a technical level, emergency toll, calls for aid and support shared on Twitter and other social media platforms are used by volunteer software developers and programmers in mapping, plotting and recording for efficient distribution of resources and emergency aid. All net restrictions prevent instant and accurate data acquisition and hinder aids from reaching the right place.

Setting aside their ownership and capital structures, social media platforms have become the most important channels of sharing public information and maintaining information flow in autocratic countries like Turkey where mainstream media are suppressed. Therefore, filtering by ISPs and restriction in social media platforms prevent not only freedom of communication and information, but also freedom of expression and freedom of the press. This practice violates the citizens' fundamental right to receive information, obtain news and the media's right to inform.

Acts of throttling and net restrictions, based on a provision added to the Electronic Communications Law via the State of Emergency Decree No. 671 in 2016, not only violates international legislations, the national constitution, and the precedent Constitutional Court decisions, but also strikes a blow to the democracy of the country.

Therefore, as we have said since the day we were founded, “Access to information means freedom.” #donottouchmyinternet #internetislife. Access to accurate and qualified information in times of disaster is a fundamental right of citizens and is vital. In order to combat disinformation, the political power must first ensure transparent information flow and access to digital infrastructures providing public information.

We, as Alternative Informatics Association (AiA) would like to underline that we are following the net restrictions with great concern and that we have applied to BTK as well as the Constitutional Court for clarification of these acts and amendment of provisions causing violations.

Alternative Informatics Association (AiA- Alternatif Bilisim

Après le grand tremblement de terre qui a eu lieu en Turquie le 6 février, couvrant 10 provinces et une population d'environ 15 millions d'habitants, le rétrécissement de bande a commencé à être appliqué aux plateformes de médias sociaux telles que Twitter et Tiktok après 16h00 le 8 février.

L'application de restriction de bande susmentionnée a été mise en œuvre sur décision prise par le BTK à la demande du Président, conformément au dixième alinéa de l'article 60 de la loi n° 5809 sur les communications électroniques, selon les informations entendues et reçues. Le rétrécissement de la bande a déjà été fait à plusieurs reprises en Turquie. Il a été appliqué dans le massacre de la mine de Soma et dans le massacre du train de Çorlu. Partout où le gouvernement actuel a été critiqué, il y a été utilisé, même s'il a été déclaré qu'il n'avait pas fait son devoir. Des applications telles que la limitation de bande, le blocage d'accès et les décisions de suppression de contenu sont principalement transformées en une méthode utilisée contre des groupes défavorisés tels que les femmes, les enfants, les personnes handicapées, les personnes âgées, ainsi que l'opposition. Dans l'explosion de Taksim, le rétrécissement de bande a été appliqué avec la décision prise avec la même méthode, basée sur le même article de loi. Après le grand tremblement de terre, cette application pour les plateformes de médias sociaux, en particulier Twitter, n'apporte aucun avantage, au contraire, elle empêche les familles des personnes décédées et blessées, en particulier leurs proches et connaissances, d'obtenir des informations aux fins de la coordination de l'aide. de la scène et la réalisation de l'aide elle-même. Cette barrière à l'accès engendre plus d'angoisse et de désespoir pour les proches des victimes du séisme, qu'ils soient sur place ou non. De plus, les appels d'aide et d'assistance écrits sur Twitter et d'autres plateformes de médias sociaux sont utilisés par des développeurs de logiciels et des programmeurs bénévoles dans des études de cartographie et de compilation pour trouver les personnes cabossées et pour diriger correctement les appels d'aide et d'assistance l'empêche d'atteindre le sol . Si nous mettons de côté la propriété et la structure du capital des plateformes de médias sociaux, ces plateformes sont devenues le moyen le plus important de transmettre des informations au public dans des pays comme la Turquie, où les médias autocratiques et grand public sont réprimés. Par conséquent, le rétrécissement de bande dans les médias sociaux restreint non seulement la liberté de communication, mais également la liberté d'expression et la liberté de la presse. Cette pratique viole le droit des citoyens à recevoir des informations et le droit de la presse à informer. Les décisions de réduire la bande, basées sur un texte ajouté à la loi sur les communications électroniques avec le décret n° 671 sur l'état d'urgence en 2016, sont contraires à la fois à la législation internationale, à la Constitution et aux décisions précédentes de la Cour constitutionnelle, et portent également un coup à la démocratie du pays.

Par conséquent, comme nous l'avons dit depuis le jour de notre création, "l'accès à l'information, c'est la liberté". #internettimedokunma est #internetlife. L'accès à des informations précises et qualifiées en cas de catastrophe est un droit fondamental des citoyens et est vital. Afin de lutter contre la désinformation, le pouvoir politique doit d'abord assurer un flux d'information transparent et l'accès aux infrastructures pour les besoins d'information des citoyens.