Koronavirüs bahanesiyle sosyal medya ve iletişime sansür ve denetim kabul edilemez
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair bir kanun teklifi taslağı ile Türkiye’ de Covid-19 salgını fırsat olarak kullanılıp, yeni bir internet ve sosyal medya sansürü getirilmeye çalışılıyor.
Kanun teklifini 56. Maddesi ile 5651 sayılı Kanuna EK-4 üncü madde konularak “Sosyal medyada yer alan hukuka aykırı içeriğin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenmesi hususunda içerik veya yer sağlayıcılar bakımından yetkili bir muhatap bulamamak ya da çok geç bulmak, yurtdışı kaynaklı internet aktörlerine Türkiye Cumhuriyeti kurum ve kuruluşlarının tebligat, bildirim ve taleplerinin aktarılması konusunda sorunlar yaşandığı” gerekçesi ile
“Sosyal ağ sağlayıcılara, en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirlemek ve bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini Kuruma bildirme yükümlülüğü, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmakla yükümlülüğü, kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ve başvurulara ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren üç aylık dönemlerle rapor hazırlama yükümlülüğü getirilmeye çalışıyor. Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğini yüzde doskanbeş oranında daraltılacak.Kuruma bildirme yükümlülüğü ve Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmakla yükümlülüğü yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, bir milyon Türk lirasından beş milyon Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanacak.
Öncelikle yasa teklifinin gerekçesinde belirtilen “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleri ile teklif edilen düzenleme arasında hiçbir bağ bulunmamaktadır. Tüm dünyanın salgın ile mücadele için olağanüstü bir çaba sarf ettiği dönemde, sosyal medya platformlarına engelleme ve sansür getirilmesi tam aksine kamu düzenini ve genel sağlığı daha fazla tehlikeye sokacaktır.
Türkiye’ nin de üyesi olduğu BM İnsan Hakları Komisyonu açıklamasına göre “internet erişimi kriz anında kritiktir. Hükümetlerin internet erişimini engellemekten kaçınmaları esastır; İnternetin engellendiği durumlarda, hükümetler, öncelikli olarak, mümkün olan en hızlı ve en geniş internet hizmetine anında erişim sağlamalıdır. Özellikle acil durumlarda, bilgiye erişim kritik öneme sahip olduğundan, internet erişimine kamu düzeni veya ulusal güvenlik gerekçeleriyle kısıtlamalar getirilemez.
Yine aynı şekilde Türkiye’ nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi, mevcut kriz sırasında yapmış olduğu açıklamada mevcut kriz sırasında üye devletler tarafından alınan önlemlerin, virüsün yayılmasının yarattığı tehditle orantılı kalmasını ve zamanla sınırlı kalmasını, ifade özgürlüğü, gizlilik ve veri koruma, savunmasız grupların ayrımcılıktan korunması ve eğitim hakkı dahil temel insan hakları standartlarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygı konusunda hükümetlere yazılı bir tavsiyede bulunmuştur.
Tüm bunların dışında daha önce dafalarca kez hatırlattığımız üzere “İnternet modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir araçsal değere sahiptir. Binlerce kullanıcısı bulunan ve kullanıcılarının bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymalarına engel olunan sosyal medya platformlarına erişim engeli getirilmesi açık olarak sansürdür. Teklif edilen yasa değişikliği demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırıdır. Yasa değişikliği teklifi ölçülü olmadığı gibi, en temel hak ve özgürlüklerden ifade özgürlüğünü amacına uygun şekilde kullanılamaz hale getirmekte ve etkisini ortadan kaldırmaktadır. Aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunan bir sınırlamadır.
Bir çok kamu kurumu ve bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Covid-19 salgınına ilişkin günlük verilerin, alınması gereken tedbirlerin, basın açıklamalarının daha fazla yurttaşa erişilebilmesi için Twitter v.b. sosyal ağlardan yayınlandığı bir dönemde söz konusu yasa teklifi ile fırsattan istifade edilerek sansür getirilmesi açık olarak Anayasaya’ da güvence altına alınan ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği ilkelerine aykırıdır.
İnternet’in yaşamın her alanına nüfuz ettiği, ağsız/İnternetsiz bir yaşamın düşünülemediği ve bilgiye erişimin öncelikli önem taşıdığı çağımızda sosyal medya platformlarına getirilecek olan sansürün hiçbir açıklaması ve gerekçesi olamaz!
Sosyal medya platformlarına getirilmeye çalışılan sansüre ilişkin bu yasa teklifinin geri çekilmesini ve artık bir sansür yasası haline dönüşen 5651 sayılı utanç yasasının bu konuda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ile birlikte oluşturulacak komisyon eliyle yeniden düzenlenmesini istiyoruz.
Tüm İnternet ve sosyal medya kullanıcılarını ve aktörlerini, sansürsüz bir internet ve sosyal medyaya ülkemizden özgürce erişilebilmesi için ses çıkarmaya çağırıyoruz.
Alternatif Bilişim Derneği 9 Nisan 2020
# internetkısıtlanmasın # bilgiyeerişimözgürlüğü